Avrupa Birliği'nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamında yürürlüğe giren Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS), işletmelerin sürdürülebilirlik performanslarını daha şeffaf ve karşılaştırılabilir şekilde raporlamasını zorunlu kılıyor.
5 Ocak 2023’te Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) yürürlüğe girmiş, 1 Ocak 2024 tarihi itibari ile işletmelerin faaliyetlerinin insanlar ve çevre üzerindeki riskleri, fırsatları ve etkilerine yönelik raporlama yapma yükümlülüğü getirilmiştir. Avrupa Finansal Raporlama Danışma Grubu (EFRAG) tarafından geliştirilen standartlar olan ESRS 1 VE ESRS 2 kapsamında raporlama zorunluluğu kademeli olarak 2026 yılında KOBİ’ler için de zorunluluk kapsamına alınacaktır.
ESRS, "çift önemlilik" yaklaşımını benimsemektedir. ESRS raporlamasında hem içten dışa etkiler hem de dıştan içe etkiler tespit edilerek önemlilik kapsamında değerlendirilir ve raporlanır. İşletmeler hem finansal önemlilik hem de etki önemliliğine uygun yaklaşımla raporlama yapmakla yükümlüdür.
Neden Önemlidir?
Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamında yürürlüğe giren Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS), yalnızca Avrupa'daki değil, Avrupa ile iş yapan Türk şirketlerini de doğrudan etkilemektedir. ESRS raporlaması işletmelerin değer zinciri boyunca meydana gelen etkileri, riskleri ve fırsatları kapsamaktadır. Buna bağlı olarak işletmeler tedarik zincirinden de sürdürülebilirlikle ilgili bilgi toplamakla yükümlüdür.
Avrupa Birliği üye ülkelerine ihracat yapan Türk şirketleri için Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları Avrupa’daki müşterilerine ve iş ortaklarına sürdürülebilirlik alanında açık ve güvenilir bilgi sunma zorunluluğu getirmektedir. ESRS, Avrupa Birliği’ne ihracat yapan Türk şirketlerini, sadece sürdürülebilirlik performanslarını değil, aynı zamanda iş yapma biçimlerini de dönüştürmeye zorlayan bir düzenleme olarak öne çıkıyor.
Sürdürülebilirlik raporlaması sadece yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda işletmelerin finansmana erişimini doğrudan etkileyen stratejik bir gerekliliktir. Finansal kuruluşlar ve yatırımcılar, karar alma süreçlerinde giderek daha fazla sürdürülebilirlik kriterlerini dikkate almakta; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performansı güçlü olan işletmeleri daha düşük risk profiline sahip olarak değerlendirmektedir. ESRS ile uyumlu raporlama yapan şirketler, şeffaf ve karşılaştırılabilir veriler sunarak yatırımcılara ve kreditörlere güven verirken, aynı zamanda daha uygun finansman koşullarına erişme ve rekabet avantajı elde etme şansını artırmaktadır. Bu nedenle, ESRS uyumlu sürdürülebilirlik raporlaması, sadece bir uyum aracı değil, aynı zamanda sermayeye erişimi kolaylaştıran bir değer yaratım sürecidir.
